Öğrencimizin içinde bulunduğu 7–8 yaş; 0-6
yaşına göre daha inişli çıkışlı ruh hallerinden sıyrılıp kendi iç dengesini
kurmaya daha yaklaşmış olduğu bir çocukluk dönemidir. Latans dediğimiz bu
dönemde çocuk için genellikle sosyalleşme, toplumsal kuralları öğrenme, toplum
içinde var olma öne çıkar.
1.sınıf,
çocuklara okula uyum olanağı sağlar, çünkü ilk tam zamanlı programlarıdır.
Çocuklar eve döndüklerinde çok yorgunlardır. Fakat 2. sınıfta servise biner
binmez bir sonraki aktivite için hazırdırlar. 2. sınıfta çocukların çoğu okullu havasına girerler, kendilerini daha
olgun ve okula ait hissederler.
2. sınıfta öğrenciler, öğretmenler ve anne-babalar 1.
sınıftaki gibi okula geçiş sürecinde yaşanan uyum mücadelesine ara verirler.
Öğrenme ve büyüme ile beraber, sosyal ve davranış problemleri devam eder. Fakat
bu dönem 2. sınıf çocuğunun ilerleme kaydettiği bir dönemdir. Yıl sonunda
çocuğun çalışma alışkanlığında, organizasyon yeteneğinde ve sosyalleşme
becerilerinde gözle görülür ilerlemeler olur.
Öğrenmeye ve yeni şeylere merak ön plana çıkar. 2. sınıflar ev ve okulun ötesindeki dünyanın farkına
varmışlardır. Okuyarak bilgi edinmeye başlarlar. Etki-tepki kavramına daha
alışılıktırlar. Öğrendikleri bilgiler arasında bağlantılar kurmaya başlarlar.
Konuşmaktan ve dinlenilmekten hoşlanırlar. Çocuğunuzun beğenilerinin oluşmaya
başladığını hissedersiniz.
2. sınıfta ilişkiler genellikle o anki ihtiyaçlara dayanır.
2. sınıf öğrencileri 1. sınıfta olduğu kadar çok kavga etmezler, fakat dışlama
çok yaygındır. Bu dönemde çocuklar, kızlar ve
erkekler şeklinde gruplaşarak oynamaya başlar. Bu dönemde çocukların
oynadıkları oyunlara da yansıyan kurallara bağlılık, önde gelen bir özelliktir.
Oyunlarına birbirlerini karıştırmazlar. Grup oyunları çok organize
olmamasına rağmen, birçok çocuk bir grubun parçası olmamak ya da grup içindeki
satatüleri konusunda endişe duyarlar. Birbirlerini sürekli izleyerek kimin
kurallara uyup uymadığını, ya da kimin adil davranıp davranmadığını takip
ederler.
Bu dönemde çocuk, yavaş yavaş haz ilkesinden
sıyrılır yani artık isteklerini, arzularını erteleyerek “şimdi değil sonra”
demeye başlar. Daha az
egosantriktirler, diğerlerinin duygu ve düşüncelerine daha duyarlıdırlar.
Kişiler arası iletişimde küçük nüansları farkedebilirler. Örneğin; insanların
yüz ifadelerine ve vücut diline dikkat etmeye başlarlar.
Gerçeklik ilkesinin oturmasıyla hayalle gerçeği
ayırt edebilir. Zamanı, mekânı, sayıları gerçekte oldukları gibi algılayabilir.
Kavramları, erişkinler gibi bir düşünce aracı olarak görmektedir. Gerçekçidir
ve canlıdır. 2. sınıfta
yeteneklerini ölçme konusunda daha gerçekçidirler. Ancak daha iyi olma ve
mükemmele ulaşma konularındaki standartları yüksektir. Evde,
sınıfta, oyunda hep yeteneklerini göstermek ister, gururludur. Hobiler edinir
ve ürünler ortaya koymak ister.
Bu
dönemde çocuktan akademik sorumluluklar yüklenmesi ve bu yükümlülüklerini
mümkün olduğunca yerine getirmesi de beklenmektedir. Sorumluluk almak ve
almamak 7–8 yaş çocuğu için en sık karşılaşılan sorunlardan biridir.
Bu
eğitim yılında karşımıza sıklıkla, ödev yapmakla ilgili gösterdikleri direnç,
kitap okuma isteksizliği, ödevini erteleyerek son dakikada yapma, zamanını
etkin kullanamama, ödev zamanı yanında mutlaka bir ebeveynini isteme, ödevini
okulda-evde unutma gibi akademik sorumluluklara dair zorluklar çıkabilmektedir.
Ayrıca bunlarla birlikte arkadaş ilişkilerinde anlaşmazlıklar, küslükler,
kendini yalnız hissetme, aşırı hareketlilik gibi duygusal ve davranışsal
sıkıntılar da oluşabilmektedir.
2. sınıfta en
fazla görülen sorunlardan birisi de dikkatsizlik ve dürtüselliktir. (Cevapları
söyleme, arkadaşlarının eşyalarını izinsiz alma, öğretmen konuşurken kalemiyle
oynama v.b.) Bu yaştaki çocuklar hala çok hareketli ve meraklıdırlar.
Sıralarını beklemezler ve başkaları konuşurken dikkatlerini vermezler.
Öğretmenler çocukta dinleme ve bekleme becerilerini geliştirmek için çok
uğraşırlar. 2. Sınıf öğrencileri çok organize değillerdir.
Kafalarından bir çok şey geçer ve bu yüzden dikkatleri çok
çabuk dağılır, sürekli eşyalarını kaybederler. 2. sınıf öğrencileri her ne
kadar ödevleri konusunda daha sorumlu davransalar da, unutmaya ve eşyalarını
kaybetmeye eğilimleri vardır.
Çocuklar
okula ilk başladıkları dönemlerde ödev yapmakta problem yaşayabilirler. Çünkü bu onlar için yeni bir görevdir. Çocukların
ödev alışkanlığını kazanmaları için yardıma ihtiyaçları vardır. Özellikle
ödevlerini ne zaman ve nerede yapacakları konusunda problem yaşarlar. Bazı
öğretmenler ciddi bir plan konusunda ısrar ederken bazıları da ebeveyn ve
çocuğun birlikte çalışmalarını yararlı bulur.
Yardım
etmek, çocukları yorulduğunda yerine onların ödevini yapmak değil, nasıl
yapması gerektiği konusunda bilgilendirmek, sözlüğe nasıl bakacağını, bilgiye
nasıl ulaşacağını öğrenmesini sağlamak, bunları kendi yapabilecek hale gelene
kadar yönlendirici olmaktır. Çocuğunuzun ödevindeki hataları gözden geçirmeli,
fakat yanlışlarını düzeltmemeli. Bunun yerine düzeltmesi gereken hatalarını
göstermeli, yeniden denemesini ya da açık uçlu sorular sorarak hatalarını fark
etmesini sağlamalı. Eğer hala düzeltemiyorsa o şekilde bırakarak öğretmeninin
çocuğun bu konuyu öğrenemediğini fark etmesine izin vermeli.
Çocukların
sorumluluklarına ait bolca hatırlatmalar yapmak, “hadi”ci anne-babalar olmak
sanıldığının aksine çocuklarda dış denetimi iyice yerleştiren bir durumdur.
Çantasını hazırlamak, ödevini tamamlamak, dişlerini fırçalamak gibi görevlerde
çocuğun kendi kendine hatırlayıp yapmasını sağlamak, unuttuğu, eksik bıraktığı
durumlarda sonucunu yaşamasına izin vermek ve böylelikle iç denetimi oluşturmak
çok önemlidir. İç denetimi oluşmamış bir çocuk, bireyselleşme sürecine
girememiş çocuktur ki bu da kendisine dönüp kendisiyle ilgili farkındalığı
sağlayamayan, ebeveyninden ayrışma zorlukları olan çocuktur.
2. sınıf öğrencileri sadece daha fazla analiz yapmaz, aynı
zamanda herşey hakkında endişe duyabilir. Örneğin; televizyonda dünyanın
öbür ucunda bir yerin bombalandığını duysa, kendi evinin de bombalanacağını
düşünüp korkabilir. Endişelendiği diğer konular ise; evdeki sorunlar;
kardeşinin hasta olması veya anne-baba arasındaki tartışmalar olabilir.
Bu yaştaki çocuklar sürprizlerden ve değişikliklerden
hoşlanmazlar. Öğretmenin geçici olarak değişmesi, okul programındaki
değişiklikler, evdeki değişiklikler bile aklını karıştırabilir. Başlangıçta
yeni bir öğretmen ve arkadaşlar edinmek biraz korkutabilir. Fakat bu uzun
sürmez. Sonunda “Eğer bir çocuksan okula gitmelisin” gerçeğini kabullenirler.
2. sınıf öğrencileri daha küçük çocuklara göre daha endişeli
olduklarından neye üzüleceklerini kestirmek güçtür. Çocuğun
sinirlenip anne babayı evden kaçmakla ya da okula gitmemekle tehdit ettiği
zamanlar olacaktır. Çocuklar tırnak yemeye ya da saçlarını koparmaya
başlayabilir. Bazen zararsız bir konuda sıkıntı yaşayabilir, “En sevdiğim çizgi
filmi kaçırırsam ya da yarın okula geç kalırsam” gibi. Fakat bazen çocuğun
ciddi bir kaygısı da olabilir.
Küçük çocuklar ne yapabilecekleri konusunda oldukça abartılı
düşüncelere ve kişisel yeterlilikleri konusunda şüphelere sahiptirler. Çoğunlukla bu
yaştaki çocukların şüphelerinin giderilmeye ihtiyacı vardır. Ona güçlü olduğu
alanlar hatırlatılarak şüphelerinin giderilmesi yararlıdır.
Şüpheleri gidermenin işe yaramadığı tek zaman, haksızlığa
uğradığını düşündüğü zamanlardır. Bu, 2. sınıftaki çocuklar için çok
önemli bir konudur. Sık sık haksızlığa uğradıklarından yakındıklarını
duyarsınız. Zamanı geldiğinde adil olmak hakkında konuşmak yararlı olur. Çocuğa
“ Neden haksızlık olduğunu düşünüyorsun? ya da “Bu durumda adil olan sence ne
olurdu?” gibi sorular sorun. Çocuk adalet duygusuna sahip olmalı, fakat hayatın
her zaman adil olmadığını bilmeli.
Bu yaş
grubundaki çocuklara çok fazla kuralcı yaklaşmak, ufak kusurlar aramasına ve
ispiyoncu olmasına yol açabilir. Ayrıca haksızlık konusunda sonu gelmeyen
tartışmalar doğurur.
1. sınıfın masumiyetine ve hevesine sahiptirler, fakat daha
olgun, kontrollü ve bağımsız davranırlar. Gelişen
bağımsızlık durumu anne babalara bir rahatlama duygusu yaşatır. Birçok veli
çocuğunu 2. sınıfa göndermenin, anaokulu ya da 1. sınıfa göndermekten daha
kolay olduğunu belirtmektedir. Çocuklarının evden ayrılırken, servise binerken
veya okula yaklaşınca daha az kaygılandığını söylerler. Tabii bazıları başlangıçta bu duruma alışmakta zorlanabilir.
Çünkü çocuğunuz artık onu servise ya da sınıfa bırakmanızı istemeyecektir. Çevrenin, özellikle öğretmenin değer yargılarına oldukça
duyarlıdırlar. Bu nedenle “Öğretmenimin söylediği doğru, sen bilmiyorsun”
sözlerini çok duyarız. Öğretmenin sözü sizinkinden daha geçerli
olacaktır, bu sizi incitebilir. Fakat bu duygularınızı gizlemek ve çocuğunuzun
adaptasyonuna destek olmak çok önemlidir. Çünkü ne kadar uyum sağlarsa, o kadar
mutlu ve başarılı olur.
2. sınıfta
çocuklar belli etmese de onlar için derslerde başarılı olmak önemlidir. Okul
hayatlarının önemli bir parçasıdır ve başarılı hissetmek isterler. Birinci sınıfta okuma ve yazmayı öğrenmeyen
çocukların büyük bir kısmı, ikinci sınıfta bunu başarabilirler. Eğer
kendini başarısız hissederse özsaygı ve özgüveni zedelenir. Bu yüzden anne-baba
ve öğretmen çocuğa pozitif yaklaşmaya çalışmalı, notlara değil öğrenmeye
odaklanmalıdır.
Eğer çocuğunuz
öğretmeninin istediği gelişmeyi gösteremiyorsa karneden önce bunu öğrenmek
yararlı olur. Öğretmen ekstra yardım önerebilir ve temel becerileri
kazandırmada sizin yapabileceklerinizi anlatabilir.
Yıl sonuna
doğru, özellikle ana derslerde ilerleme olmazsa öğretmeni öğrenme veya
gelişimle ilgili profesyonel yardım almasını isteyebilir. Bazı veliler
çocuğunun etiketlenmesinden ve bunun eğitim hayatını etkileyeceğinden
korktukları için yardımı reddedebilirler. Burada önemli olan nokta öğretmenin
söylediklerini kişisel olarak almamaktır. Öğretmenini dinlemek, çocuğunuzun
güçlü ve zayıf yönleri hakkındaki kendi düşüncelerinizle onun söylediklerini
karşılaştırmak, çocuğunuz için en uygun olanı yapmanız açısından için size
yardımcı olacaktır.
Çocuğunuzun arkadaşlık ilişkileri konusunda hassas olmanız
önemlidir.
Ancak bazı çocukların çok fazla yakın arkadaşı yoktur ve bu durum onları
rahatsız etmez. Çocuğunuz mutlu görünüyorsa ve sınıf arkadaşlarıyla iyi
geçiniyorsa endişelenmenize gerek yoktur.
Her
çocuğun kendine ait ihtiyacını fark etmek, yaşadığı zorlukları duymak, anlamak
ve onun yerine yapmak değil onun yapması için destek olmak ebeveyne düşen
önemli bir görevdir.
Çocuğunuzla
ilişkinizde zorlandığınız durumlarda;
1-
Öncelikle çocuğunuzun ihtiyacını anlayarak ve biricikliğini göz önünde tutarak
bir yol
izlenmesi
gerektiği unutulmamalıdır. Ayrışma sürecindeki çocukların kendilerine ait
hayalleri, istekleri, ihtiyaçları olması ve bunlar için ebeveynleriyle
çatışmaları son derece normaldir.
2-
“Benim yerimde olsan ne yapardın?” veya “Bunu senin çocuğun yapsaydı ona nasıl
tepki verirdin?” gibi sorularla çocuğun kendine dışarıdan bir gözle bakılması
sağlanabilir.
3-
Çocuğun saatlik, günlük, haftalık programlar yapmasına yardımcı olunabilir.
Neyin ne zaman yapılmasının daha faydalı olacağı konuşulup program düzenlemede
ortaklaşa kararlar alınması, bu kararların çok daha etkin uygulanmasını
sağlayacaktır.
4-
Çocuğun her türlü bilgilendirmeyi, sonrasında uyarıyı almasına rağmen kurallara
uymaması normaldir. Bu durumlarda hayatı normal akışına bırakıp çocuğun yapılan
davranışın sonucunu görmesine müsaade edilmelidir (tehlike söz konusu olmadığı
durumlarda). Mesela birçok yol denendikten sonra ödev yapmamayla ilgili olarak
bazen anne babanın geri çekilmesi ve çocuğun bu konuda öğretmeniyle muhatap
bırakılması işe yaramaktadır.
Dünya
küçükler ve büyüklerden oluşur ve çocuklar yetişkinlerin yol göstermesini
beklerler. Örneklere gereksinim duyarlar, hiçbir şey çocuk gibi davranan
yetişkin kadar güven sarsıcı olamaz.
Neyi yapıp neyi yapamayacağı konusundaki
sınırların eksikliği çocuğu şaşkına çevirir. “Merak etme, her
şeyi isteyebilirsin. Ben tehlikeli olanı yapmana izin vermemek için buradayım.”
diyen bir anne babaya gereksinimi vardır. Çocuğa saygı göstermek aynı zamanda
ona sınırlar ve yasaklar koymak demektir. Çocuğun isteği göz önüne alınır ama
aynı zamanda, isteğinin gerçekleşmesinin neden o anda olanaksız ya da sonsuza
kadar yasak olduğu ona açıklanabilir.