Sevgi Nasıl İletilmelidir?
Çocuklar
duygusal varlıklardır, duygularıyla iletişim kurarlar.
Çocuklara
sevgi genel olarak dört yolla iletilebilir;
a)
Gözle iletişim.
b)
Bedensel iletişim.
c)
Odaklaştırılmış ilgi.
d)
Disiplin.
Maalesef
günümüzde anne babalar bunlardan disiplini uygulamaktadırlar. Fakat ne acıdır
ki; çoğu zaman yanlış uygulanmaktadır. Çok iyi disiplin görmüş ama
sevilmediğini hisseden pek çok çocuk vardır. Anne ve babalar genelde ikisi
aynıymışçasına, disiplinle cezayı aynı şey zannederler. Kendilerine böyle sevgi
gösterilmemiş çocuklar aşırı sessiz, biraz asık suratlı ve içine kapanıktırlar.
Sevgiyle büyütülen bir çocukta görülen tabiilik, içtenlik, merak ve çocuksu
taşkınlık onlarda yoktur. Ve ergenlik dönemine girerken bu çocuklarda
genellikle davranış problemleri ortaya çıkar, bunun da sebebi; anne ve
babalarıyla arasında güçlü bir sevgi bağı olmayışıdır.
Çocuğunuza Sevginizi Nasıl İletiyorsunuz?
Günümüzde
pek çok çocuk ailesi tarafından gerçekten sevildiğini hissedememektedir. Oysa
her anne baba, şüphesiz, çocuklarını sever. Fakat çoğu zaman araştırmalar
çocukların bir şeyden yoksun edildikleri, aileleri tarafından onlara verilmesi
gereken bir şeyin kendilerinden esirgendiğini hissettiklerini ortaya koymuştur.
Bu eksikliği hissedilen şey kayıtsız şartsız sevgidir. Anne babaların
çocuklarını sevmediklerini söylemiyoruz. Fakat çocukların durumuna baktığımızda
bazı anne babaların sevgilerini çocuğa nasıl ileteceklerini bilmediklerini
gösteriyor. Bir çocuğun midesinin doyurulmasından daha önemlisi, "Duygusal
açıdan beslenmesidir." Çocuklar arasında duygusal açıdan iyi
beslenenlerle, iyi beslenmeyenler çok kolay fark ediliyor. Tabi ki bu besinin
çocuk tarafından alınışı gelişim aşamalarına uygun olarak farklılık
gösterebilir.
Gözle
İletişim Ve Dokunma
Size
çok garip gelecektir ama yapılan incelemeler anne ve babanın çocuklarına ancak
giyinme, soyunma, arabaya binme gibi ancak gerektiği durumlarda yardım ederken
dokunduklarını ortaya çıkarmıştır. Durup dururken çocuğuna dokunan pek az anne
baba görürsünüz, burada kastettiğimiz yalnızca çocuğu kucaklamak ve öpmek
değildir. Herhangi bir bedensel temastan söz ediyoruz. Bir çocuğun omzuna
dokunmak, sırtını sıvazlamak saçlarını okşamak, gibi çok basit ama çocuğu
duygusal yönden besleyen davranışlardan bahsediyoruz.
Anne
ve babalar çocuklarına adeta birer mekanik yürüyen bebek gözüyle bakmaktadırlar
ve çocuklarının duygusal güvenliğini ve başarılarını sağlamak için kaçırdıkları
fırsatların farkında değildirler. Göz iletişimi ve bedensel iletişim
çocuklarımızla aramızdaki günlük hayatımızın içine girmeli tabi ve içten
olmalı, gösterişli ve abartılı olmamalıdır. Göz iletişimi ve bedensel iletişim
uygulayan anne babaların çocuklarının başkalarıyla iletişim kurmaları daha
kolay olacak, dolayısıyla da çevresinde sevilecek ve kendi kendisine karşı
saygılı olacaktır. Bunlar çocuğumuza verebileceğimiz en değerli iki armağandır.
Gözle iletişim ve bedensel iletişim çocuklarımızla olan günlük yaşantımızın
içine girmeli, doğal ve içten olmalı, gösterişli ve abartılı olmamalıdır.
Bazı
anne babalar erkek çocuklara böyle davranılmayacağını, öyle olursa kendilerini
kız gibi hissedebileceklerini, ana kuzusu çocuklar haline geleceğini
düşünebilirler. Bu kesinlikle doğru değildir, aksine bunun tam tersi doğrudur.
Erkek bir çocuğa gözle iletişim ve bedensel iletişim özellikle de babası
tarafından karşılandığı oranda erkek olma cinsiyetiyle özdeşleşecek ve o oranda
bu kimliği benimseyecektir. Anne babalar ayrıca erkek çocuğun yaşı ilerledikçe
sevgi, özellikle bedensel sevgi ihtiyacının son bulduğunu düşünürler. Gerçekte
ise, bir erkek çocuğun bedensel iletişimine duyduğu ihtiyaç hiçbir zaman son
bulmaz, sadece ihtiyaç duyduğu bedensel iletişim tipi değişir o kadar.
Bir
öğretmen arkadaşımız okuluna ilk geldiği zaman bir çocuk dikkatini çekmiş.
Arkadaşlarına o çocuktan bahsedip, "Çok asil bir çocuk, maşallah ne kadar
güzel yetiştirilmiş" demiş. Birkaç gün sonra abisi çocuğu ziyarete gelmiş.
Kendisi de yanlarındaymış. Abisi çocuğu kucağına almış, boynuna sarılmış,
defalarca öpmüş. Abisi çocuğa böyle davranıyorsa, annesi kim bilir nasıl
davranıyordur diye düşünmüş. İşte o
çocuğun asil davranışları, yetiştirilme tarzından kaynaklanmıyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder