30 Haziran 2015 Salı

Çocuğa Saygı Göstermek


Çocuğa Saygı Göstermek

İlkokul yıllarında öğretmenimiz bir gün bize, "Çocuklar küçükler büyüklerine saygı göstermeli, peki büyükler küçüklere nasıl davranmalıdır." diye bir soru sormuştu. Sınıfça hep bir ağızdan "Büyükler küçüklere sevgi göstermeli" öğretmenim diye bağırmıştık. Öğretmenimiz "evet çocuklar fakat bu cevap eksik, zira büyüklerde de küçüklere saygı göstermelidirler" demişti. Çocuğun küçük olması onun düşünce, his ve isteklerinin küçümsenmesine neden olmamalıdır. Çocuklar his dünyasının zenginliği itibariyle, bizden kesinlikle geri değildir.

Günümüzde yaşanan çetin hayat şartlarında aileler günlük hayatlarında fazlasıyla sinirlidir. Büyükler çocuklara karşı davranışlarında pedagojinin ortaya koyduğu esaslara göre değil de, kendi iç dünyalarına, o anki ruh hallerine göre davranmaları; çocukları ikilemlere, çıkmazlara sokmaktadır. Bir gün çocuğun bütün isteklerine müsamayla bakıp, öbür gün kıpırdanmasına bile tahammül etmemek gibi tutarsız davranışlara, çocuğunuz çok sert tepki göstermiyorsa, şimdilik masum dünyasında anne-babanın her zaman doğru söyleyen ve davranan insanlar olduklarına inanmalarındandır.

Şimdilik tepkilerini içine gömen çocuk, ergenlik dönemi başladığında, düşünce ufku genişledikçe, böyle tutarsız davranışlara artık tahammül edemeyecek ve isyan bayrağını çekecektir. Depoladığı tepkiler birden patlak verince, sizde; "Bu sessiz, sakin, laf dinleyen çocuk durup dururken nasıl oldu da böyle değişti" diyerek şaşıracaksınız.

Bu konuda gerçek hayattan bir annenin ağzından bir hikaye aktarmak istiyorum;

"Kızım oldum olası hiç göze batmayan, sakin ve çekingen bir çocuktu. Şu son birkaç ay bazı değişiklikler hissettim. Hayattan bıkmış gibi bir hali vardı. Hiçbir şeyle özellikle de okul ödevleriyle ilgilenmiyordu. Bütün enerjisini yitirmiş gibiydi. Kızıma her zaman bakan çocuk doktoruna götürdüm. Ama hiç bir şey bulamadı. Bunun üzerine ben de okulun rehber öğretmeniyle görüştüm. Onlar da kızımın bu halinden ve özellikle can sıkıntısından dolayı tasalanıyorlardı. Bazı dostlarım ise bana endişelenmememi, kızın bu dönemi er geç atlatacağını söylüyorlardı.

Haklı olduklarını ümit etmekle birlikte kuşkulanıyordum. Derken günün birinde kızımın o tip bir kız olduğunu sanmıyordum, ama yine de odasını aradım ve maalesef bir miktar esrar buldum.

Olayı kızımla konuşmaya çalıştım. Odasını karıştırdığımı öğrenen kızım hayatında ilk kez bana bağırıp çağırmaya başladı. Odasını karıştırmaya hakkım olmadığını haykırıyordu. Bana bu biçim meydan okuyuşu karşısında adeta dehşete kapılmıştım. Bu olay kişiliğindeki değişmenin başlangıcı oldu. Şimdi her an kızgın, her şeye itiraz ediyor. Tahammülsüz bir çocuk oldu. Okuldaki en berbat gruplarla gezmeye gitmek istiyor. Kim bilir ne yaptıklarını düşündükçe de benim gözlerime uyku girmiyor. Artık o iğrenç arkadaşlarıyla birlikte evden uzaklaşmak dışında hiçbir şey istemiyor."

Evet trajik bir öykü bu. Toplumun içinde bu ve buna benzer olaylara, yakınmalara çok sık rastlamak mümkün günümüzde.

Ergenliğe kadar çocuğumuzun haklarına saygı gösterip meselelerinizi bir arkadaş gibi oturup konuştuğunuz oranda, ergenlik döneminde de o, size karşı saygıda kusur etmeyecektir. Aksi takdirde, bu dönemde çocuğun size itaat etmekten başka çaresi olmadığı için onu küçümser, hep kendi bildiğiniz gibi yaparsanız, yarın o itaatleri miktarınca asi olacaktır. Bundan sonrası ebeveyn için oldukça zordur. Çünkü büyükler çocuğa karşı tavır koydukça, o da artık büyükleri dinlemeyecek ve kendi bildiğine gidecektir.

Eğer ana-babasına olan saygısını da yitirirse yalnız korku yüzünden itaat edecek ve maalesef bu da çok kısa sürecektir. Nedense büyükler çocuklarıyla oturup meselelerini konuşarak, tartışarak halletme yoluna gitmeyip, çocuklarına karşı genellikle sert ve anlamsız bir otorite kurmak isterler ve çocuklarının kendilerinden korkmalarını arzu ederler. Fakat unutulmamalıdır ki, çocuk korkutularak tehditle yola getirilemez; sevgi, anlayış ve yumuşaklıkla eğitilebilir.

İnsanlara iş yaptırmanın bir tek yolu vardır; o da, o kişiden işi yapmasını istemek ve onun önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Bir çocuğu döverek yahut korkutarak ona istenen her işi yaptırabilirsiniz, fakat bütün bu kaba ve sert hareketlerin ileride son derece keskin tepkilerine hazır olmanız gerekir.

Çocuğunuza İkide Bir Nasihat Vermeyin!
Bazı gerçekleri anlatmak için uygun fırsatları kollayın!
Çocuğunuza olur olmaz her yerde, "bizim zamanımızda nerde böyle güzel kitaplar, dergiler;  bir çantamız dahi yoktu, eşyalarımızı bir torbaya doldurulur öyle okula giderdik;  düzgün bir ayakkabımız, ceketimiz bile yoktu," gibi eskiden yaşadığımız olumsuz şartları anlatıp kendilerine sağladığınız imkanları onların başına kakmayın. Bu söylenenler yaşanmış gerçekler olsa da genelde çocuklar eleştirdikleri, azarlandıkları zaman söylendiği için, çocuğun bir kulağından girer diğerinden çıkar.

Bunlar çocukla iyi bir iletişimde bulunulan anlarda söylenirse daha eğitici olur ve bu acı gerçekler çok ucuza satılmış olmaz. Ayrıca 13 yaşındaki çocuğunuzdan 30 yaşındaki bir insanın düşünce ve şuurunu bekliyorsunuz. Halbuki onda mantık değil, daha ziyade his hakimdir. Siz kendi kendinize "ben onlara bu kadar imkan sağlıyorum, bu kadar zorluklara katlanıyorum onun hiç umurunda değil" diye düşünerek, onu nankörlükle suçlarsınız. Fakat nasıl ki çiftçi diktiği bir ağaçtan hemen meyve vermesini beklemez.

Uzun süre onlarla uğraşır, sular, bakımlarını yapar, etraflarını açar ve nihayet yıllar sonra onlardan istifade etmeye başlar. Bir çocuk da sizin şimdi diktiğiniz bir tohum gibidir. Sizin ona sunduğunuz imkanları bugün değil yıllarca sonra, olgun bir insan olduğu zaman değerini anlayacaktır. O zaman, "Allah anne babamızdan razı olsun. Benim yetişmem için benden hiç bir şeyi esirgemediler. Kendileri yemedi içmediler bana yedirip içirdiler, her türlü imkanı bana sağlamaya çalıştılar " diyerek sizleri hayırla anacaklardır.

Ayrıca anne ve baba birbirini dikkate almalı. Çocuğun annesiyle bir problemi çıktığında babası onu müsait bir zamanda almalı ve dışarıda bir pastaneye, lokantaya vs. götürüp annesine nasıl davranması gerektiğini, annesinin kendisinin üzerine ne kadar titrediğini, anne kalbindeki o derin şefkati anlatmalı, oğlum eve gidince annenin elini öp, kendisinden özür dile, seni affetmesini rica et demeli.

Aynı şeyi anne, baba için yapmalı. Babasıyla bir problemi olduğunda çocuğu daha sonra bir kenara çekip babasının onların maddi ihtiyaçlarını temin etmek için nasıl uğraştığını, ne büyük fedakarlıklar yaptığını anlatmalı ve aralarını düzeltmeye çalışmalı. Yoksa ebeveyninden biriyle bozuştuğunda diğerinin hemen çocuğu savunması, desteklenmesi çocuğa kısa vadede faydalı gibi gözükse de, uzun vadede çocuğun kişiliğini olumsuz etkileyecek bir davranıştır.

29 Haziran 2015 Pazartesi

Çocuk Eğitiminde Ailenin Rolü



ÇOCUK EĞİTİMİNDE AİLENİN ROLÜ

 “Eski devirlerin birinde bilge bir devlet başkanı etrafındaki adamlara bir servetiniz olsa neler yapardınız diye fikirlerini sorar. Oradakiler hanlar, hamamlar yaparım, aşevleri yaptırırım, camiler, kütüphaneler yaptırırım, şeklinde fikirler öne sürerler. Bunları dinleyen o bilge insan bu dediklerinizin hepsi güzel yatırımlar fakat ben olsaydım o serveti insan yetiştirmeye kullanırdım. Çünkü iyi yetişmiş insan olduktan sonra bu dediklerinizin hepsi olur. İdeal insanlar olmadan ise, bunların hiç biri istendiği gibi olmaz der.”


 Eğitim - öğretim sezonu başladığında öğrenci velileri çocuklarıyla beraber okulumuza gelir ve "eti senin kemiği benim" ifadesi artık klasikleştiği için, hocam "eti de kemiği de senin" deyip çocukları bize teslim ediyor. Anaokulu ve ilkokulun ilk sınıflarında velinin okula ilgisi ilerleyen dönemlerde gittikçe azalmakta ve kaybolmaktadır. Ve, artık biz çok ısrarla çağırmadıktan sonra pek okula uğramıyorlar. Herhangi bir veli toplantısı için çağırdığımızda da istediğimiz katılım her zaman sağlanamıyor.

 Bir çocuğun yetiştirilmesi konusunda çocuğun bize teslim edilmesi ile, velilerin işi bu kadarla bitiyor mu acaba?

 İyi bir çocuk yetiştirmek için anne babanın "çocuk eğitimi" konusunda gerekli bilgileri edinmeleri mutlaka şarttır. Çünkü insan yetiştirme yanlış adım affetmez. Günümüzde müstakil bir bilim dalı olarak psikolojiyi ele alan insanların hep batıdan çıkması ve bunların içinde Freud gibi insan fıtratına aykırı bazı düşünceleri olan insanların bulunması bizim insanımızın Psikolojiye uzun bir süre kapalı kalmasına sebep olmuş.

 Ülkemizde psikoloji ilmine olan bu yabancılık kendini en çok eğitim sahasında gösteriyor. Nasıl ki basit bir makinenin kullanılabilmesi için o makine konusunda mühendislik fakülteleri açılıyor, kitaplar yazılıyor, araştırmalar yapılıyorsa, binlerce makineden daha kompleks bir psikolojik ve biyolojik yapıya sahip bir insanı yetiştirmek için de, o işin eğitimini almak önemli olsa gerek! Çocuğun yanımızda sadece bedenen normal gelişimini sürdürmesi, büyüyor olması onu iyi yetiştiriyoruz anlamına gelmez!

Çocuk Yaşadığı Ortamdan İzler Taşır
 
Çocukların olumlu ya da olumsuz yetişmeleri, içinde bulundukları ve geliştikleri ortamın durumuna bağlıdır. Bir anne-baba için iyi çocuk yetiştirmenin ilk basamağı, çocukların her davranışından, çevreden ve okuldan önce kendilerinin birinci dereceden sorumlu oldukları bilincine varmaları gereklidir. Çocuk ev ortamında "konuşmayı" kendi kendine birinin ona özellikle konuşmasını öğretmesine gerek kalmadan öğrendiği gibi her türlü tavır, davranış ve düşünceyi de ev ortamında tabii olarak alır. Çünkü öğrenme hemen çocuğun doğumuyla başlar.

Çocuklarının yaramazlıklarından, huysuzluklarından, itaatsizliklerinden, televizyonun ve bilgisayarın karşısına geçip faydalı-faydasız her programı seyretmelerinden, ders çalışmamalarından yakınan büyükler, her şeyden önce ev ortamını ciddi bir şekilde mercek altını almalıdırlar. Eğer ev ortamı böyle problemlere sebebiyet verecek durumda ise her şeyden önce bunlar çözülmelidir.

İnsanlar yeni bir şeyi öğrenirken genellikle kendilerine bir model seçerek onu taklit ederler ve bu tip öğrenme çocuklarca belki de önemli öğrenme biçimidir. Çocuklar karşılarında daima öğütler veren insanlar değil, o öğütleri yaşayan modeller görmek ister. Çocuğa "kitap oku" tavsiyesinden ziyade kitap okuyarak bunun aşılanmasının daha etkili olduğunu herkes takdir eder.

Kitap okuyan bir ailenin çocukları kitap okumuyorsa bu duruma şaşırıp nedenlerini araştırmada haklı olunabilir. Fakat büyüklerin kitap okumadığı bir evde çocuğun kitap okumamasından yakınmanın ne kadar haklı olup olmadığını takdirlerinize havale ediyorum.

Evet, kısaca, normal akli ve ruhi melekelere sahip bir çocuğun yetiştirilmesindeki tüm sorumluluk çevreden, okuldan önce anne-babaya aittir dersek herhalde mübalağa etmiş olmayız. Çünkü bütün psikologlar insanın karakterinin 7 yaşına kadar büyük ölçüde biçimlendiğini ifade ederler. İşin asıl garip tarafı, büyüklerin bütün bu sonuçlardan sadece çocuğu sorumlu tutup her zaman onu suçlamalarının, işin çözümünü büsbütün zorlaştırdığının farkında olmamalarıdır.

12 Haziran 2015 Cuma

1. Sınıf Biter (^_^)

Eylül ayında başladığımız yoğun ve yorucu bir eğitim - öğretim yılını geride bıraktık. Bu süre içerinde sevinmeyi, gülmeyi, mutlu olmayı yaşadığımız kadar hüzünlü, bizleri zorlayan anlarımızda oldu. Çok şükür eğitim - öğretim yılını olumsuz bir durum ile karşılaşmadan, senenin başındaki plan ve programımız nasıl ise aynı ciddiyetle devam edip bitirdik.

Öğrencilerimiz okula başladığı ilk günden beri velilerimizi her zaman yanımızda gördüm. Günümüzde eğitim ve öğretim zor bir süreç. Şuna inanıyor ve her zaman söylüyoruz ki günümüzde eğitim ve öğretim aile ve okulun işbirliği içerisinde çalışması ile gerçekleşmektedir.Bu işbirliğini sağladıkları için bütün velilerime tek tek teşekkür ediyorum. Sizler çocuklarımızın ve bizlerin yanında olduğunuz sürece, bizim okul olarak yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Şehrimizin en başarılı okulu olarak bütün öğretmenlerimiz, öğrencilerimizin başarılı bir şekilde yetişmesini ve yakaladığımız bu başarının devam etmesini istemektedir. Bunu da siz değerli velilerimiz ile beraber gerçekleştirebiliriz.

Yorucu bir senenin sonunda öğrencilerimizi belli bir seviyeye getirmeye çalıştık. 1.sınıf kazanımlarını vermeye çalıştığımız öğrencilerimiz okuyup yazmayı, kendilerini ifade etmeyi, temel matematik işlemlerini ve problem çözme becerisini kazanmışlardır. Uzun yaz tatilinde öğrencilerimiz mutlaka kitap okumalı ve tekrar çalışmaları yapmalıdırlar.

Bugün öğrencilerimiz çalışmalarının meyvesini aldılar. Bu karne günümüzde bol bol eğlendik, fotoğraf çekindik, oyunlar oynadık. Bizler bir üst sınıfa geçmenin mutluluğunu yaşarken ortaokuldaki 8.sınıf öğrencilerimiz okulumuzdan ayrılmanın tatlı hüznünü yaşadılar. Onlara da yeni eğitim ve öğretim hayatlarında başarılar diliyoruz.

Başta öğrencilerim olmak üzere bütün öğrencilerimize ve velilerimize mutlu ve başarılı bir yaz tatili temenni ediyorum. Yeni eğitim ve öğretim yılında kaldığımız yerden devam etmek üzere iyi tatiller Gazimihal İlkokulu Ve Ortaokulu (^_^)


11 Haziran 2015 Perşembe

İlk dersimize kısa bir sohbet ile başladık. Öğrencilerime Türkçe'den verdiğim değerlendirme çalışmalarını kontrol ettik. En çok hata yapılan soruları yanıtladık.

İkinci dersimizde Hayat Bilgisi'nden iki tane değerlendirme çalışması yaptık. Değerlendirme sorularını tek tek okuyarak yanıtladık.

Üçüncü ve dördüncü dersimizde matematik yaptık. Matematikten çıkarma işlemiyle ilgili puzzle çalışması yaptık. Kalan zamanımızda ürün dosyalarını ve sınıftaki diğer etkinliklerimizi toparladık.
Mayıs ayının başında başladığımız yıl sonu gösterimizi bugün öğleden sonra velilerimize sunduk. Programın içeriğini öğretmenler paylaşım platformunda paylaşmıştım. İçeriğin yoğun olduğunu öğrencilerimizin kaldıramayacağı dönütünü almıştım. Program yoğundu. İlk paylaştığım programa daha sonra birkaç ekleme daha yapmamıza rağmen öğrencilerim bu programın üstesinden çok güzel geldi. Bir kaç ufak tefek hata olmasına rağmen ki bu da heyecandan kaynaklanıyor gösterimiz kıyafet değişimi haricinde takılmadan devam etti. Bizim çok fazla izleme fırsatımız olmadı ama eminim güzel bir gösteri oldu. :)

Gösterinin fotoğraf ve video çekimini yapan Hüseyin arkadaşımıza ve Neslihan öğretmenimize, gösterinin müzikleri ile ilgilenen Süleyman öğretmenimize, öğrencilerimize sahnede yardımcı olan Zeliha öğretmenimize teşekkür ederiz. Ayrıca öğrencilerimizi programa uygun olarak hazırlamakta bizlere yardımcı olan  5.sınıf öğrencilerimizden Tuana, Şevval, Melisa, Elif, Ozan, Mustafa ve Ece'ye öğrencilerimiz adına teşekkür ederiz. :)

10 Haziran 2015 Çarşamba

İlk dersimize ödev olarak verdiğim değerlendirme çalışmasının kontrolünü yaparak başladık. Öğrencilerimin hata yaptıkları sorular üzerinde konuştuk. Takvimimizden günün tarihini işaretledik. Kalan zamanımızda Hayat Bilgisi kitabındaki değerlendirme etkinliklerini çalışmaya başladık.

İkinci dersimizde Hayat Bilgisi'nden değerlendirme çalışmalarını yapmaya devam ettik. Hayat Bilgisi kitabını da bugün bitirmiş olduk.

Üçüncü ve dördüncü dersimizde onluk ve birlik konusuyla ilgili kes-yapıştır etkinliği olan puzzle çalışması yaptık. Önce birim küpleri kullanarak onluk ve birlik kavramı üzerinde durduk. Konuyu tekrar ettik. Daha sonra öğrencilerime etkinliği anlattım. Puzzle çalışmasını tamamladık. Öğrencilerim çalışmalarını yaparken hikaye kitabı değişimini ve ödevlendirmeyi yaptım. Puzzle çalışmasını dosyalar sayfasında onluk ve birlik konusunun olduğu bölüme ekledim.
Öğleden sonraki derslerimizde yarın yapacağımız yıl sonu gösterisinin son provasını yaptık. Prova sırasında öğrencilerimizde gösteri yapacağımız sahneyi süslemek için kullanacağımız çiçeklerin boyama çalışmasını yaptılar. Boyama çalışmasını bitiren öğrencilerimiz çıkarma işlemiyle ilgili puzzle çalışmasını yapmaya başladılar. Öğrencilerimiz bu etkinlikleri sınıfta yaparken bizlerde gösteride sırası gelen öğrencilerimizi salonumuza almakta zorluk çekmedik. Rahat bir çalışma yaptık.

9 Haziran 2015 Salı

İlk dersimize kısa bir sohbet ile başladık. 3 günlük tatilde öğrencilerime neler yaptıklarını sordum. Öğrencilerime tatil için Türkçe'den değerlendirme çalışmaları vermiştim. Değerlendirme çalışmalarının yanıtlarını kontrol ettik. Ödev kontrolünü yaptım. Takvimlerimizden günün tarihini işaretledik.

İkinci dersimizde Türkçe yaptık. Türkçe kitabındaki tema sonu değerlendirme çalışmalarını yaptık. Türkçe kitabını da yaptığımız bu çalışma ile bitirmiş olduk.

Üçüncü dersimizde matematik yaptık. Matematikten toplama ve çıkarma işlemi alıştırmaları yazıp tahtada çözdük. Kalan zamanımızda "Kelime Bulmaca" oyunu oynadık.

Dördüncü dersimizde sınıfımız öğrencilerinden Ceylin'in doğum gününü kutladık. Sevdiklerinle beraber sağlıklı, mutlu ve başarılı bir ömür geçirmen dileğiyle güzelim....

Öğleden sonraki derslerimizde perşembe günü yapacağımız yıl sonu gösterisinin genel provasını yaptık.

Okul çıkışı "Ispanaklı Yumurta" ve "Bu Ne Dünya Kardeşim" gösterilerine çalıştık.

5 Haziran 2015 Cuma

İlk dersimizde ödev kontrolünü yaptım. Ödev kontrolüm sırasında öğrencilerim "Afrika" metnini okudular. Kalan zamanımızda ödev olarak verdiğim metni çalışmaya başladık. Okuma çalışmasını ve metin anlama sorularını cevaplandırdık.

İkinci dersimizde dikte çalışması yaptık. Türkçe defterimize "Toplantı" metnini yazdık. Tahtaya çizdiğim bulmaca yardımı ile metin anlama sorularını bu bulmaca üzerinde cevaplandırdık.

Üçüncü ve dördüncü dersimizde matematik yaptık. Matematikten toplama ve çıkarma işlemi alıştırmaları ve ileri düzey problem çalışma kağıdı verdim. Öğrencilerim bu iki ders saati içerisinde alıştırmaları çözdüler. Problemleri defterlerine yazıp çözmeye çalıştılar. Problemleri defterine yazıp çözmeye başlayan öğrencilerime tek tek yardım ettim. Çalışmasını tamamlamayan öğrencilerimiz evde tamamlayacaklar.

Öğleden sonraki ilk dersimizde hikaye kitabı değişimini ve hafta sonu ödevlendirmesini yaptım. Kalan zamanımızda ve ikinci dersimizde yıl sonu etkinliğimizin provasını yaptık.

2. dönemin başladığından beri öğrencilerimiz her gün belirlediğimiz hikaye kitaplarından okudular. Hikaye kitabı takibini velilerimiz ile beraber dönemin sonuna kadar aynı ciddiyet içerisinde sürdürdük. Bugün dönemin haftalık son değerlendirmesini yaptım. Bu haftanın birincisi Volkan, ikincisi Melis ve üçüncüsü Kayra oldu. Öğrencilerimizin okudukları kitapların takibini yaptığım dosyayı karne zamanında velilerimize teslim edeceğim.

4 Haziran 2015 Perşembe

İlk dersimize ödev kontrolü ile başladım. Ödev kontolünü yaptıktan sonra takvim konusuna kısaca değindik ve takvimden günün tarihini işaretledik. Kalan zamanımızda Hayat Bilgisi yaptık. Hayat Bilgisi'nden dün çalıştığımız doğal afetler konusunu tekrar ettik. Soru cevaplar yaptık. Çalışma kitabındaki etkinliği tamamladık.

İkinci dersimizde Türkçe yaptık. Türkçe'den okuma çalışması yaptık. Türkçe kitabındaki son serbest okuma metinlerini okuduk. Metinler ile ilgili okuduğunu anlama çalışması yaptık. Okuduğumuz şiir üzerinde hece çalışması yaptık. Şiiri hecelerine ayırdık.

Üçüncü dersimizde Hayat Bilgisi ve matematikten değerlendirme çalışması yaptık. Hayat Bilgisi'nden değerlendirme çalışmasını bitiren öğrencilerime matematik değerlendirmesini verdim. Ders boyunca çalışmasını bitiren öğrencilerimin sorularını kontrol ettim. Yanlışları düzeltmeye çalıştık.

Dördüncü dersimizde sınıfımızın  yeni sıraları geldi. Bu yüzden öğrencilerimizi dışarıya çıkardık. Sınıfımızın  sıralarını değiştirdik ve yeni düzeni kurduk.

Öğleden sonraki ilk dersimizde öğrencilerimi çalışmaları için serbest bıraktım. Hikaye kitaplarının değişimini ve ödevlendirmeyi yaptım. Öğrencilerimin ödev dosylarını ve klasörlerini inceledim. Bazı öğrencilerimin çanta düzenini kontrol ettim. Yaz tatiline çok az zamanımız kaldı ama biz işimizi aynı ciddiyetle devam ettiriyoruz. Bu sıralarda öğrencilerimin ders araç gereçlerinde eksiklikler oluyor. Ders araç gereci eksik olan öğrencilerimiz derslere katılmakta sıkıntı yaşıyor. Ders programına göre öğrencilerimizin çantalarını düzenleyip ders araç gereçleri tam olarak gönderiniz.

Son dersimizde yıl sonu gösterindeki "Atatürk Çocukları Marşı'nı" çalıştık. Öğrencilerimizin gösterideki yerlerini belirlendik. Okul çıkışında "Harmandalı" zeybeğini çalıştık.

3 Haziran 2015 Çarşamba

Dün öğrencilerime sınıfta çalışmaları için etkinlik vermiştim. Sınıfta tamamlayamayan öğrencilerimiz evde tamamlayacaklardı. İlk dersimize bu etkinlikleri kontrol ederek başladım. Kalan zamanımızda ve ikinci dersimizde Hayat Bilgisi yaptık. Hayat Bilgisi'nden doğal afetler ve korunma yolları ile ilgili konuyu hazırladığım sunum yardımı ile soru cevap yaparak çalıştık. Kitabımızdaki afeter ile ilgili haberleri okuduk. Morpa kampüsten konuyu tekrar ettik. Çalışmalarını yaptık. Depremden korunma yollarını tekrar ettik. Deprem çantasının önemi üzerinde konuştuk. Deprem çantasında içinde bulunması gerekenleri belirledik. Konuyla ilgili görsel çalışma yaptık.
Üçüncü dersimizde Türkçe yaptık. Türkçe'den 3. değerlendirme çalışmasını yaptık. Çalışmasını bitiren öğrencilerimin kağıtlarını tek tek kontrol ettim. Yanlışları öğrencilerime tek tek anlattım. Değerlendirmesini hızlı bitiren öğrencilerime yeni çalışma kağıtları verdim.

Dördüncü dersimizde öğrencilerimi çalışmaları için serbest bıraktım. Hikaye kitabı değişimini ve ödevlendirmeyi yaptım.

Öğleden sonraki ilk dersimizde matematik yaptık. Matematikten problem çözmeye devam ettik.

Son dersimizde okulumuzun ön bahçesinde yakan top oynadık.