29 Temmuz 2015 Çarşamba

Çocukluk Korkuları

ÇOCUKLUK KORKULARI
Korkular, büyüme ve gelişme sürecinin çok normal bir parçasıdır. Farklı yoğunluklarla da olsa "korku" kapısı her çocuk için aralanır. Anne babaların yaklaşımı, çocuğa bu korkularla nasıl kendi kendine başa çıkabileceğini öğretip onu yüreklendirmek olmalıdır. Çocuk en temel korkularını yenmeyi öğrendiğinde, yaşamında karşılaşacağı diğer güçlükler ve beklenmedik durumlar da onun için kötü sürprizler olmaktan çıkacaktır. Sıradan olarak tanımlanan bu korkularla, başa çı-kamama nedeniyle çocuğun yaşamı ve gelişimi olumsuz yönde etkileniyorsa, profesyonel bir yardım arayışına girmenin zamanı gelmiş demektir.
 
Gerçek Hikayeler
5 yaşında bir kız çocuğu annesi anlatıyor: "Kızımla her akşam aynı senaryo tekrar ediliyor. Ne zaman onu yatağına götürsem, benden aynı şeyleri rica ediyor. Anneciğim nolursun yatağımın gökyüzüne yükselmesine engel ol. Aydede düşüp evimizi parçalamasın. Timsahların ve yılanların yatağıma gelmesine izin verme...'"
yaşındaki bir erkek çocuk, odasındaki radyatörden çıkan seslerden, siren sesinden ve gök gürültüsünden korkuyor.4 yaşındaki başka bir küçük kız yorganın altına cadıların saklanmadığından emin olmak için her gece annesine kontrol ettirirken, 3 yaşındaki bir küçük bey ise babasına "Vakkas yatağıma gelmesin" diye yalvarıyor. (Vakkas bir TV dizisinin kotu adamı.)

Korkulara biraz daha yakından göz atalım.
İnsanoğlu, yaşamının farklı dönemlerinde yüzyüze kaldığı birtakım kaygı ve korkulardan sakınamayabilir. Pek çok yetişkin, o anki korku ve huzursuzluğunun zamanla geçeceğinin bilincindedir. Oysa çocuklar bundan emin olamazlar.
Anne babalar ve uzmanların karşısına çıkan en klasik korku örnekleri yatağın altındaki hayaletler ve çocuğun, anne babasının onu bırakıp gideceği kaygısıdır. Bunlar ne kadar normal ve birbirinin benzeri korkularsa da her çocuğun onlarla başa çıkabilme gücü ve yöntemleri farklı farklıdır. Bazı çocuklar gözü-pektir; yeni durumlara korkusuzca atılırlar. Bazıları her zaman tedbirlidir, durumları iyice anlamadan harekete geçmezler. Bazıları ise yeni olan her şeye, bir tavşan yavrusu ürkekliğiyle yaklaşırlar.
Korkunun doğası gereği, farklı yaş gruplarından çocukların, korkularına yaklaşımları da farklılık gösterir. Küçük çocuklar için basit tehlikeler, inanılmaz büyüklükte tehditlere dönüşebilir. Biraz daha büyükleri, korkularını anne babalarının her zaman için yok edebileceği inancını taşırlar. İlerleyen yaşlarda ise gerçekçi ve mantıklı düşünme yetenekleri geliştiğinden, korkuları ile savaşmak üzere kendilerini yeterli hissetmeye başlarlar. Artık temel korkular onun için geri çekilmesini gerektirecek değil, üzerine gidilebilecek şeylerdir...

Çocuklar nelerden korkar?
Her çocuğun korkusu kendinedir. Bununla birlikte yaşlara göre yaygınlık gösteren belirli korkular da söz konusudur.
5-10 aylar arası: İlk korku!!! Kendini, yabancılar karşısında kaygılanma şeklinde gösterir. Bebekliğin bu döneminde bebek, tanıdığı ve tanımadığı (ya da hatırlayamadığı) kişileri ayırt etmeye başlar.
12-18 aylar arası: Ayrılık kaygısı egemen duygudur. Çocuk, anne babanın onu bırakıp gitmesinin kaygısını yasar. Bu kaygı genellikle çocuk, anne babadan geçici olarak ayrılmaya anaokuluna alıştığında kendiliğinden kaybolur. Ayrılık kaygısı, ilerleyen yaşlarda çocuk stresle tanıştığında, bir yakını ya da evde beslediği hayvanı öldüğünde, hastalık, taşınma ve boşanma gibi durumlarda tekrar açığa çıkabilir.
2-4 yaşlar arası: Çocuğun çevresine ve dünyaya karşı duyarlılık geliştirdiği bir dönemdir fakat yine de fantezi ve gerçeklik arasındaki ayrıma varabilecek yetiye sahip değil¬dir. Karanlıktan olduğu gibi canavarlar, hayaletler, cadılar gibi hayal -gücünün yarattığı birtakım yaratıklardan korkma eğilimi ağır basar. Bu yaşlardaki bazı çocuklar için ise elektrik süpürgesi gibi ani ve yüksek sesler korkutucu olabilir.
4-6 yaşlar arası: Bu yaşların başlıca korkusu okula başlamak, karanlık, su, yükseklik, asansörde kalmak, kaybolmak ve böcek, örümcek gibi hayvanlardır.
6-11 yaşlar arası: Bu yaşların en belirgin korkuları; dişçi, doktor, yıldırım ve gökgürültüsü, hırsız ve uçak korkusudur.
12 yaş ve üstü: Bu yaşlarda korkular, sosyal durumlara doğru değişiklik gösterir. Çocuk artık; sınava girmek, sözlüye kalkmak, diğer çocuklar tarafından alay edilmek, red¬dedilmek, utanç verici bir durumda kalmak, başarısız olmak gibi sosyal korkuların sıkıntısını çekiyordur.

UYARI İŞARETLERİ
Pek çok korku, çocuk onunla basa çıkmayı keşfettiğinde azalmaya başlar. Çocuk, anne babasının dönüp onu alacağını, kötü şeylerin karanlık yüzünden gerçekleşmediğini, hayaletlerin ve canavarların gerçek olmadığını vb. anlamıştır. Bu gibi korkuların bir süre sonra çocuğun ev ya da okul yaşamındaki streslerine geçiş yaptığını aklınızdan çıkarmayın. Çocuğun okul değiştirmek zorunda kalması, kardeş sahibi olması, yeni bir eve/mahalleye taşınmak gibi önemli değişiklikler, eski korkuların tekrar su yüzüne çıkmasına neden olabilir. Çocuk bazen aşırı korkularının birtakım sonuçlarını da gösterebilir (stres belirtileri, uyku bozuklukları, ayrılma-terk edilme konusunda asın kaygı, yeni ortamlara karsı gösterilen aşırı çekingenlik, baş ya da karın ağrıları şikayetleri vb...)
Duygular ve tepkiler çok şiddetli bir hale geldiğinde, korkular, çocuğun yaşamında oldukça müdahaleci bir konum aldığında, çocukla deneyimlerini açık açık ve araştırmacı bir yaklaşımla konuşmanın zamanı gelmiş demektir. Öğretmeniyle, çocuğunuzla iletişim halinde bulunan diğer yetişkinlerle konuşmak da bu süreçte yararlı olabilir. Belirtilerin ısrarla sürmesi durumunda çocuk ruh sağlığı uzmanlarına danışmayı imal etmeyin. Artık top onlardadır...
KORKULARINA KARŞI NELER YAPILMALI...
• Gocuğunuzun korkularını ciddiye alın ve ciddiye aldığınızı ona hissettirin. Onu önemsediğinizi, yanında olduğunuzu ve bu korkularının çok
normal olduğunu ona hatırlatarak rahatlatın.
Korkularından kurtulmasının ilk aşaması olarak yavaş yavaş alışabilmesi için ona yardım edin. Bazı çocukların yeni durumlara ayak uydurması diğerlerinden daha uzun zaman alabilir. Acele etmeyin, onu zorlamayın, ittirmeyin. Yapabileceğiniz en iyi şey, korkuları karsısında onu cesaretlendirmek ve övmektir. Örneğin; çocuğunuz köpekten korkuyorsa, ise, ona sevimli köpek öyküleri okuyarak, televizyonda köpekti filmler ya
da çizgi filmler izleterek başlayabilirsiniz. Sonrasında onu küçük, arkadaşcanlısı bir köpekle tanıştırabilirsiniz. Doktor muayenesinden korkuyorsa;bu muayeneyi hasta olmadığı, özellikle iğne olması gerekmediği, kendini iyi hissettiği bir zamanda planlayabilirsiniz. Bu konuda doktorundan da yardım isteyebilirsiniz. Karanlıktan korkuyorsa; odasına yumuşak ışıklı bir gece lambası ve kendini yalnız hissetmemesi için yine yumuşak bir müzik ayarlaması yapabilirsiniz. Tuvalet sifonu ya da küvet deliğinden korkuyorsa, banyo zamanında oynayabileceği su oyuncaklarıyla onu rahatlatabilirsiniz.
Onu asla "Aptal mısın1 Korkacak hiçbir sey yok" gibi sözlerle başınızdan savmaya kalkmayın. Tam tersi, korktuğu noktalarda desteğinizi hissetmesini sağlayın. "Biliyorum denize girmekten korkuyorsun ama bak
ben hep senin yanındayım. Seni koruduğumdan emin olabilirsin."
Korkuları konusunda onu kızdırmayın. Onu kızdıran yaklaşımların basında "Kocaman adam oldun" gelir...
Ciddi bir korkunun üstüne gitmekten çekinmeyin. Bu korkusuyla yüzleşebilmesi için ona destek olun, yollar önerin. Gerekirse onun hayal gücünün de yardımına başvurabilirsiniz. Hayalinde, sevdiği ve güvendiği bir süper-kahraman/koruyucu ile iletişim kurup, korkularının üstesinden gelebilmek onun yardımına inanmasında bir sakınca yoktur.
• Korkularını biraz biraz kontrol altına alabildiğini fark etmesi, onları azaltabilmesi yolunda önemli bir adımdır. Ona, gözlerini kapattığında ya da televizyonu kapattığında televizyonda korktuğu canavardan kurulabildiğini hatırlatın.
Onu, bazı korkuların ise bile yarayabileceği konusunda ikna edin. Çünkü korku bazen, her an karşılaşabileceğimiz bazı tehlikelerden korunmamızı hatırlatıcı bir unsurdur. Örneğin; yanan bir sobaya dokunmamalıyız, salıncak durmadan üstünden atlamamalıyız ya da sallanan birinin yakınında durmamalıyız... gibi.
Korkan çocuğunuzu birtakım disiplin yöntemleri ve kısıtlamalarla vazgeçirmeye ya da yatıştırmaya çalışmayın. Onun güvene ihtiyacı vardır. Kendi güvenlik alanını sağlayıcı limitleri oluşturması için yardımcı olun. Ona kuvvet desteği sağlayın, kurtarmayın. Kendi tepkilerinizin farkında olun, tepkilerinizi kontrol altında bulundurun. Zira çocuklar anne babalarının ruh durumlarına uyum sağlarlar, dolayısıyla korkular da bulaşıcıdır. Çocuklarınızın korkularını olduğu kadar, kendi korkularınızı da olduğundan fazla büyütme eğilimine girmeyin. Korkulardan, bir gecede kurtulunamayacağını da aklınıza yerleştirin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder