7 Temmuz 2015 Salı



ANNE VE BABANIN ÇOCUĞA FARKLI YAKLAŞIMLARINDA NE GİBİ SAKINCALAR VARDIR?
 
   Anne-babalar, özellikle disiplin konusunda görüş birliğinde olmaya ve çocuğun yanında tartışmamaya özen göstermelidir. Aileden biri çocuğa sert davranırken, diğeri yumuşak davranmaya yeltenirse, çocuğun kişiliği dengeli gelişemez. Çift yönlü davranış çocuğu yalancılığa ve ikiyüzlülüğe iter. Kendine güvenini azaltır ve başarısını düşürür.

   Genelde anne babalar çocuğa davranışta tek bir çizgiyi tutturmakta zorlanırlar. Elbette ki anne babanın farklı kişilik yapıları, yetişme tarzları, anlayışları ve değişik farklılıkları olacaktır. Bu çocuğun yetişme ve zeka gelişiminde iyi yönde katkılar sağlayabileceği gibi, çocuğun eğitimi ve davranışlarının yönlendirilmesinde anne babanın birbirinden habersiz veya tamamen farklı yaklaşımları çocukların psikososyal gelişiminde büyük sıkıntılar oluşturabilmektedir. Genelde çocuğun gelişim aşamalarından uygun bir şekilde geçmesi ve onun yaşa özgü eğitiminin tamamlanmasında anne babanın yaklaşımları ve çocuğu yönlendirmeleri önem kazanır. Bütün bunları şu şekilde örnek vererek açıklayabiliriz:
“Bir anne aşırı hoşgörülü olabilir, baba ise tam tersi disiplin yönü ağır basabilir. Bu durumda çocuğun davranışları, konuşması, hal ve hareketleri tamamen iki farklı kutup tarafından yönlendirilmeye çalışılırsa çocukta davranış problemleri ve bazı psikolojik sorunlar yaşanabilir. Babanın koyduğu kuralı annenin bozması veya tam tersi babanın hoşgörü gösterdiği bir davranışa annenin sınır koyması genelde çocuğun davranış olarak kararsız, çekingen, çelişkili ve tutarsız bir hale gelmesine neden olabilir. Çünkü çocuk gelişimini ve davranışlarını anne babasından iyi yönde veya kötü yönde aldığı uyarılar ile şekillendirir. Bu çocuğa yansıyan çelişkili ve tutarsız durum çocukta değişik kaygı belirtilerinin ( tırnak yeme, tik, konuşma zorlukları, uyku ve yeme bozuklukları vb.) ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.”

  Anne babaların mümkün olduğu kadar birbirlerini desteklemeleri, tutarsız davranmamaları, çocuğun yanında birbirinin uygulamalarını eleştirmemeleri gerekir. Bazı görüş farklılıkları olsa bile çocuğun olmadığı zamanlarda konuşularak ortak görüşün çıkması ve ortak söz birliğinin sağlanması gerekir. Çocuğun sağlıklı gelişiminde anne babaların birlikte, çelişkisiz ve tutarlı olmaları çok önemlidir. Aksi takdirde bu farklılıklar ve anne babanın çelişkili davranışları çocuk tarafından kullanılabilir. Çocuğun anne babayı yönlendirmesi bu farklı tutumlardan dolayı kolaylaşabilir. Anne babaların ortak fikir ve görüş birliği ile çocuklarını yönlendirmeleri gerekirken, tam tersi olarak çocuk, anne babayı yönlendirebilir. Bir başka noktada anne baba harici bir başka kişinin (genelde büyükanne, büyükbabanın) anne babanın koyduğu kuralları ihlal eden veya zayıflatan yaklaşımlarda bulunarak çocukların kurallara uymasını ve davranışlarının şekillenmesini engellemesidir.
Anne baba arasındaki iletişim ve ortak karar alma mekanizması ne kadar iyi işler ve çocuğa yansıtılan davranışları ne kadar birbiri tarafından desteklenirse o kadar sağlıklı ve normal psikososyal gelişimli çocuklar olacaktır. Burada şunu da belirtmek yerinde olacaktır. Çocuklara yansıtılan davranışların zaman aşımına uğrayarak değişikliklere uğraması uygun değildir. Yani anne bugün koyduğu kuralı bir hafta sonra bozuyor veya tam tersi bir tutum izliyorsa (sebepsizce gerekli bir neden olmadan) bu durum da çocukların gelişimini kötü yönde etkiler. Çünkü çocuk bir hafta önce tepki almadığı bir davranıştan bir hafta sonra tepki aldığını görürse bu onun kendine güvenini azaltır, onu çekingen, tedirgin ve kaygılı birisi haline getirir. Yani çocuğun çevresinden (aile, arkadaş, okul ve öğretmen, sosyal çevre devamlı tutarlı davranışları görmesi önemlidir.

ÇOCUĞUMUN DAVRANIŞLARINI AŞIRI KONTROL ETMEMİN NE GİBİ SAKINCALARI VARDIR?
 
   Bazı anne babaların düştüğü en büyük hatalardan birisi de çocuklarını çok aşırı kontrol ve disipline etmeleridir. Bu genelde çok titiz ve hassas anne baba kişiliğinin olması durumunda karşımıza çıkmaktadır. Özellikle bazı anneler çocukları hakkında her an ne yapıyor, ne ile meşgul oluyor, acaba bir problem var mı, bir şey olursa, başına bir iş gelirse ve buna benzer düşüncelerle devamlı çocuklarını düşünmekte ve çocuklarını her an kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Elbette ki her anne baba belli ölçülerde çocuğuna sahip çıkmalı ve çocuğunun o an nasıl bir durumda olduğunu merak etmelidir. Ama bunun ölçüsü çok fazla kaçırılırsa ve çocuklar çok aşırı kontrol edilemeye çalışılırsa, sıkıntının asıl önemli bir kısmını çocuklar çekmektedir. Yani çocuk her an kontrol edilme hissi ile yaşamakta bu da onlarda müthiş bir şekilde bir kaygı ve gerginlik oluşturmaktadır. Acaba hata yapar mıyım, acaba annem görür mü, acaba bu iş konusunda annem ne der, acaba bu yaptığım için eleştirilir miyim gibi düşüncelerle çocukların bu kontrol durumuna reaksiyon olarak kaygıları daha da artmaktadır. Hatta bu durumu bazen o kadar ileri boyutlarda görmekteyiz ki, bu kontrol ve bağımlılığa alışan çocuk annesinden ayrıldığı zaman sanki başına kötü bir şey gelecekmiş gibi endişe duyabilir. Bu durum onun ileride ayrılık kaygısı göstermesine de neden olabilir. Annenin kaygısı ve endişesi çocuğun da anlamsız bir şekilde kaygı ve sıkıntıya sokabilir. O nedenle anne babaların çocuklarını belli ölçülerde kontrol etmeleri, onların bazı hatalarını görmezden gelmeleri (devam etme durumunda önlem almak şartı ile), onları bazı zamanlar kendi hallerine bırakmaları, her an nerede ne yapıyor düşüncesinden vazgeçmeleri, onlar için aşırı kaygı ve endişeye girmemeleri, çocuğun ufak tefek yanlışlarını tespit edip çocuğun yüzüne vurmamaları uygun olur. Bu aşırı kontrol ve anne babaların aşırı disiplin ile beraber mükemmelliyetçi tavırları, çocukları anne babanın sözlerine karşı pasif bir direnç ve yalana itebileceği gibi çocuklarda tik, tırnak yeme, konuşma sorunları, altını ıslatma, altını kirletme vb. gibi kaygı belirtilerine de yol açabilir.
Anne babaları çocuklarını kontrol etme konusunda bu dengeyi iyi ayarlamaları gerekir. Aynı zamanda çok kontrol edilen ve çok eleştirilen çocuklarında kendi özgüvenlerinin eksik kalacağını ve sosyal olarak çekingen olabileceklerini ve anne babalarının bu aşırı kontrol ve isteklerinin de onları strese itebileceğinin hiç bir zaman unutulmaması gerekir. Her çocuğun kendi halinde olması gereken zamanların olduğu da unutulmamalı ve çocukların kontrol ve takibi onları bunaltmayacak ve kaygıya itmeyecek derecede olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder