14 Temmuz 2015 Salı

Pozitif Ödüllendirme Sistemi



POZİTİF ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİ
 
Çocuğunuza "doğru davranışlar" öğretmek için en etkili yöntem "Pozitif Ödüllendirme"dir. En etkili yöntem olmasına rağmen ne yazık ki anne babalar tarafından da en az kullanılanıdır. Şimdi "Pozitif Ödüllendirme"nin hayvan eğitimi üzerindeki etkisini gösteren bir örneğini inceleyelim:

“Eskiden Los Angeles yakınlarında "Japon Hayvanat Bahçesi" denilen bir park vardı. Bu parkın görevlilerinden, hayvan psikologu Dr. Leon Smith, Japonya’nın Hokkaido adasından gelmiş vahşi ayılara basketbol oynamayı öğretmişti. Vahşi ayılar, adadan geldiklerinde doğal olarak basketbol hakkında fazla bir şey bilmiyorlardı. Dr. Smith, yine de ayılara bazı anne babaların yaptığı gibi ne bağırdı ne nutuk çekti ne de onları dövdü. Ne mi yaptı? Pozitif Ödüllendirme sistemini esas aldı. Yöntemi şöyleydi: Ayının kafesin içindeki basket potasına doğru yaptığı en küçük hareket bile ufak bir parça etle ödüllendiriliyordu. Ama kafesin diğer tarafına doğru giderse ne ödül ne de ceza veriliyordu. Dr. Smith, bu sistemi ayılar basketbol potasının yanına gelene kadar her gün sürdürdü. Daha sonraki etaplardaysa ayıları topu yerden aldıklarında, potaya götürdüklerinde ve basket attıklarında ödüllendirdi. Anlaşılacağı gibi bu gelişmelerin hiçbiri tek bir derste gerçekleşmedi. Ama eğitimleri tamamlandıktan sonra Dr. Smith ne zaman kafesinin içine bir top atsa ayıların biri koşup topu yakaladı ve potaya attı.

Bu örnek basit olmasına rağmen anne babalar için çok önemli noktaları vurgulamaktadır. Dr. Smith'in neler yaptığını birlikte gözden geçirelim: İlk önce, ayılardan hangi davranışları beklediğine karar verdi. Ayıların topu alıp, basket atmayı öğrenmelerini istiyordu, bunun dışındaki tüm hareketler doktora göre istenmeyen davranıştı. İkinci olarak, yapılmasını istediği hareketler için bir ödül kararlaştırdı; bir parça et. Üçüncü olarak, ödülleri en son aşamada, ayı basketi attığında değil de, küçük miktarlarda her aşamada verdi. Bu küçük adımlar, Dr. Smith'e vahşi ayılara basketbol oynamayı öğretme başarısını getirdi.

Özetlersek, Pozitif Ödüllendirme sisteminin ana fikri; "İstenen davranışlar daima ödüllendirilmelidir ama istenmeyen davranışlara ödül yoktur. Ödüllendirilen davranışlar ise genellikle tekrarlanır." Bazı anne babalar yalnızca iyi davranışları ödüllendirme metodunu uygularken, bazıları da bilmeden bunun tam tersini uygular. Farkında olmadan, çocuklarını istenmeyen davranışları için "ödüllendirirler" böylece çocuklara aslında kendilerinden beklenenin tam tersini öğretirler. Milyonlarca anne baba çocuklarına bilmeden kötü insan olmayı öğretmektedir! Birçok çocuk anne babasının istediği gibi davrandığında ödüllendirilir mi? Kucaklanıp, aferin denilir mi? Hayır! Zaten öyle davranması gerekiyordu diye düşünülür ve hiçbir şey söylenmez.
Burada gözden kaçan; iyi davrandığında ödüllendirilmeyen çocuğun "Nasıl olsa aldırmıyor" diyerek bu davranışını tekrarlamamaya yönlendirildiğidir. Bir de bu durumun tersini düşünelim: Çocuk iyi davranmak yerine, arkadaşına vurur, çorbayı isteyerek yere döker, kız kardeşine eziyet eder, annesinin çantasından para çalar, hiçbir şekilde itaat etmez. Özetle, yapılmaması gereken yüzlerce davranıştan birkaçını sergiler. Bunun sonuncunda ne olur? Olumlu davrandığında ona aldırmayan anne babası yapmaması gereken davranışlar sergilediğinde hemen bütün dikkatlerini çocuklarına veriler. Onu azarlar hatta tokatlarlar. Anne babasından ilgi görmeyen çocuk, hiç yoktan iyidir anlayışıyla azar işitmeye razı olacaktır. Bir çocuk için ne şekilde olursa olsun ilgi görmek en önemli şeydir. Anne babanın kızgınlığı çocuğa ödül etkisi yapar. İstemeden de olsa çocuklarına, kardeşine eziyet etmeyi, arkadaşları ile kavga etmeyi, para çalmayı ve daha yapmaması gereken pek çok şeyi öğrenir. Sonuçta pek çok anne baba çocuklarına öğretmek istedikleri şeylerin tam zıddını öğretir. Ödüllendirmeyerek, çocuklarının iyi davranışlarını köstekler, cezalandırarak da (negatif ilgiyle) kötü hareketlerini bilmeden destekler.

 Başka anne babaların düştüğü hataya düşmemek için ne yapmalıyız? Emekleme döneminden başlayarak ergenlik çağına kadar uygulayacağınız bir ödüllendirme sistemi geliştirmeliyiz. Bazılarınız, "Ama benim çocuğum sekiz yaşına geldi bile, şimdi ne yapacağım" dediğini duyar gibiyim. Endişelenmeyin. Çocuğunuz hangi yaşta olursa olsun, bu sistemi uygulayabilirsiniz. Ama ne kadar erken baslarsanız sizin için o kadar kolay olur. Örneğin, delikanlılık çağına ulaşmış bir çocuk (ergenlik psikolojisinin doğal bir sonucu olarak ) anne ve babasının her söylediğine karşı çıkacağı için işiniz çok zorlaşabilir.

Diyelim ki sekiz yaşında bir çocuğunuz var ve siz ödüllendirme sistemini ilk defa olarak denemek istiyorsunuz. Nereden başlamalısınız? İlk olarak, çocuğunuz davranışlarını ve duygularını ayrı ayrı değerlendirmeye çalışmalısınız. Bir çocuğun duyguları derken; sevgi, sevinç, heyecan, öfke, keder ve korkudan bahsediyorum. Duyguları sadece çocuğunuza ait bir dünyadır. Onları ne etkileyebilir ne de değiştirebilirsiniz. Heyecanlanmak, korkmak, üzülmek veya kızmak çocukların elinde değildir. Hiçbir çocuk duygularından sorumlu tutulamaz. Çünkü duygular davetsiz misafir gibidir. Davranışlar, ancak dışarıdan izlenebilir ve kontrol altında tutulabilir. Örneğin; öfkelenmek çocuğun elinde değildir ama kızdığında arkadaşının gözüne kum atmak, kardeşine vurmak ya da oyuncak çalmak elindedir. Anne babalar çocuklarının duygularını kontrol altına alıp yönlendiremezler ama hareketlerini hem kontrol altına alabilirler hem de büyük ölçüde yönlendirebilirler. Çocuğunuza uygun bir ödüllendirme sistemi oluştururken, duygularını değil hareketlerini yönlendirmeyi amaçlıyoruz.
 Dikkat edilmesi gereken ikinci nokta; çocuğun sadece tanık olduğumuz hareketlerini hedef almaktır. Gözle görülmeyen, elle tutulmayan olaylarda anne baba etkili olamaz. Bir psikologdan örnek verecek olursak; kliniğime gelen anne babalara "çocuğunuzun sizi tedirgin eden yönleri nelerdir? Hangi davranışlarının değişmesini istersiniz?" diye sorduğumda, genellikle "sorumluluk sahibi değil" yanıtını alırım. Onlara "sorumluluk" ya da "saldırganlık" kavramlarının soyut olduğunu açıkladığımda ise sözlerini, "eşyalarını dolaba asmak yerine yerlere atıyor" ya da kardeşini dövüyor" olarak değiştirirler.

 Bu noktada elinizde, çocuğunuza uygun ödüllendirme sistemini yaratabilmek için çok değerli iki kural vardır. Birincisi; sisteminizi çocuklarınızın duyguları değil hareketleri üzerine kurmak, ikincisi ise; ödüllendirme sistemini sadece elle tutulur, gözle görülür davranışlara uygulamaktır. Uyulması gereken genel kurallar bunlardır.


Şimdi konuya daha fazla açıklık getirmek için hayali örneğimiz olan sekiz yaşındaki bir çocuk için iyi ve kötü karakter özellikleri oluşturalım. Sisteminizi oluştururken, üç ayrı liste yapmanızda fayda var:

A: Onayladığınız ve devam etmesini istediğiniz davranışlar.
B. Azalmasını istediğiniz davranışlar.
C. Daha fazla yapmasını istediğiniz davranışlar.

Bu üç listeyi söyle hazırlayabilirsiniz:

A. Onayladığınız ve devam etmesini istediğiniz davranışlar
1. İlginç sorular sorması. (Bu özelliğinin ona okul hayatında başarı sağlayacağını biliyorsunuz.)
2. Ev işlerine yardımcı olması. (Ama her zaman değil!)
3. Ara sıra sizi kucaklayarak sevgisini göstermesi.
4. Yakın arkadaşı ile kavga etmeden uzun süreli oyunlar kurabilmesi.
5. Giysilerini dolabına asması. (Bazen!)

B. Azalmasını istediğiniz davranışlar
1. Altı yaşındaki kardeşi ile ağız dalaşı başlatması.
2. Kardeşine vurması.
3. İstediğini elde edemeyince bağırması.
4. Bazen itaatsizlik etmesi.


C. Daha fazla yapmasını istediğiniz davranışlar
1. Giysilerini dolabına asması.
2. Ev ödevini ihmal etmemesi.
3. Kardeşi ile kavga etmeden oynaması.
4. Yatağını toplaması.

İlk listedeki maddeler çocuğunuzun zaten yaptığı şeylerdir, sizin yapacağınız, bu davranışlar için bir ödül saptamaktır. Unutmayın; "Ödüllendirilen davranışlar mutlaka tekrarlanır." Önemli olan çocuğunuzun ödüllendirilecek davranışlarını düzenli olarak tekrarlaması değil her tekrarladığında ödüllendirilmesidir. Örneğin, giysilerini dolaba her gün değil de haftada iki kere asıyor diyelim; siz de o zaman onu iki kere ödüllendirerek bu hareketini tekrarlama isteğini güçlendiriniz.

 Pozitif Ödüllendirme sistemi oturmuş iyi alışkanlıklar oluşturmaya yöneliktir. İki türlü ödül vardır. Manevi olanlar, taktir etme, öpücük, kucaklama vb. ödüllerdir. Sisteminize erken yasta başlarsanız, isinizin çok kolaylaştığını ve manevi ödüllerin hemen her zaman yeterli olduğunu, maddi ödüle ancak çok özel durumlarda ihtiyaç duyduğunuzu göreceksiniz. Örneğin, sekiz yaşındaki çocuğunuz ilginç bir soru sorduğunda: hemen, "Ne kadar akılıca bir soru, bunu düşünmek için çok akilli olmak gerekir" diyebilirsiniz. Eğer evde size yardımcı olduysa, yine buna benzer iltifatlarda bulunabilirsiniz. Ya da son zamanlarda size özellikle yardım ediyorsa, "Bugünlerde bana çok yardımcı oldun, ben de sana bir şey ikram etmek istiyorum, hadi dondurma yemeye gidelim" diyebilirsiniz. Eğer, eve çağırdığı arkadaşı ile uzun süre güze güzel oynadılarsa, "çocuklar, çok güzel oynuyorsunuz, aferin, hadi dondurma yemeye gidelim" diye bir sürpriz yapabilirsiniz. Çocuğunuz, istediğiniz bir davranışı öğrenirken, başlangıçta her sefer onu ödüllendirmeyi ihmal etmeyin. Yapması gerekeni öğrendikten sora ise onu aralıklarla ödüllendirmelisiniz. Örneğin, arkadaşı ile kavga etmeden oynadığı için her seferinde onu ödüllendirmeyin. Bunu beklemediği bir zamanda yapın. Eğer, "Bizi birlikte güzel güzel oynadığımız halde niçin dondurma yemeye götürmüyorsun?" diye mızmızlanırsa; "Özel ödüller özel zamanlar içindir." demekten kaçınmayın. Ödülün zamanını ve şeklini çocuk değil siz kararlaştırmalısınız. Çocuğunuzun arzu edilen davranışlarını ödüllendirmek sadece onu bu davranışları tekrarlamaya yönlendirmez, sizin üstünüzde de olumlu etki yapar. Siz de sürekli ödüllendirebileceğiniz bir davranış aramaya baslarsınız. Böylece, bilinçaltınızda kendinizi pozitif olaylara konsantre olmaya alıştırırsınız. Ne yazık ki bazı anne babalar bunun tam tersini yapar. Çocuklarını cezalandırmak için izlerler. Siz böyle yapmayın! Çocuklarınızı iyi işler yaparken "yakalayın" ve onları ödüllendirin! Unutmamalısınız ki; "balla, sirkeyle yakaladığınızdan daha fazla sinek yakalarsınız."
Çocuğumuzun davranışlarını değiştirmek istiyoruz ve öğrenilmesi gereken davranışlar için ödüller belirlememiz gerekiyor. Her şeyden önce, çocuğumuzun ödül saydığı şeylerin; kişilerin, yerlerin, eşyaların ve aktivitelerin tam bir listesini çıkarmalıyız.

 Aşağıda Dr. Paul Clement'in izniyle yayınladığımız, anne babaların doldurması gereken bir liste bulacaksınız. Ödüller (anne babalar için anket) Çocuğumuzu tam olarak anlayabilmemiz için onun önem verdiği kişileri, yerleri, eşyaları ve aktiviteleri bilmemiz gerekir. Bunları, aynı zamanda ödül olarak da kullanabiliriz. İster yeni öğrettiğimiz, ister daha fazla yapılmasını istediğimiz bir davranış olsun, eğer onu ödüllendirirsek bu davranış sıklıkla tekrarlanacaktır.


1. Kişiler: Hafta içinde, çocuğunuzun en fazla zaman geçirdiği on kişinin listesini yapın. Zamanını en çok geçirdiği kişiyi ilk sıraya ikinci kişiyi ikinci sıraya vb. Ardından çocuğunuzun daha fazla zaman geçirmesi gerektiğine inandığınız kişilerin listesini yapın. Bu listeye, çocuğunuzun daha fazla zaman geçirmek isteyeceği kişileri de yazabilirsiniz.

2. Yerler:  Çocuğunuzun hafta içinde zamanını en fazla geçirdiği yerlerin listesini yapın. (Ev, sokak, mutfak, park, sınıf, odası vb.) Şimdi de çocuğunuzun daha fazla zaman geçirmek istediği yerlerin listesini yapın.

3. Şeyler: Çocuğunuzun, hafta içinde en fazla zaman geçirdiği on şeyin listesini yapın. (Oyuncaklar, TV, evdeki hayvanlar, kitaplar, bisiklet, bebekler vb.) Çocuğunuzun çok istediği halde sahip olamadığı ya da yapma şansının olmadığı şeylerin listesini yapın. Aşağıdaki listeye çocuğunuzun en sevdiği on yiyecek ve içeceğin adların yazın. Bu listeye şeker, çikolata gibi her zaman yemesine izin vermediğiniz şeyleri de ekleyin.

4. Aktiviteler: Çocuğunuzun hafta içinde en çok zaman ayırdığı aktiviteleri sırasıyla yazın. (Televizyon seyretmek, kitap okumak, sporla ilgilenmek vb.) Böyle bir listenin çocuklarınızı daha yakından tanımak için size yardımcı olduğunu göreceksiniz. Anne babalar, çocuklar hakkında genellikle bilinçli olarak bu listedeki gibi düşünceler üretmezler. Listeleri yaptıktan sonra bu dört ana maddenin çocuğunuzun hayatında ne kadar önemli bir yer tuttuğunu ve belki de bu maddelerin bazılarını ödül olarak kullandığınızı göreceksiniz. Anne babalara bu listeleri yaptırmamın en önemli nedeni, onlara, çocuklarının her birinin ne kadar özel olduğunu hatırlatmaktır. Her çocuğa uygulanabilecek bir ödül listesi yoktur. Bir çocuğa ödül görünen, diğer çocuğa ters etki yapabilir. Her çocuğun hoşlandığı kişiler, yerler ve aktiviteler farklıdır.
Simdi elinizde ödül olarak kullanabileceğiniz şeylerin listesi var. Çocuğunuzun, yapmamasını istediğiniz hareketlerinin listesine geri dönelim. Buradaki en önemli konu maddeleri tek tek çözümlemeye çalışmaktır. Diyelim ki artık kardeşi ile dövüşmemesini istiyorsunuz. Önce, buna neyin sebep olduğunu bulmaya çalısın. Negatif ilginiz, istemediğiniz halde çocuklarınızı ödüllendiriyor ve onları dövüşmeye teşvik ediyor. İlk adım, negatif ilgiyi derhal keserek bu tarz ödüllendirmeyi durdurmaktır. Planınızın diğer yanının uygulayarak, çocuklarınızın arasındaki arkadaşlığı güçlendirmeye çalışın. Arkadaşça davrandıkları zaman çocuklarınızı ödüllendirerek bu duyguyu güçlendirmek istiyorsunuz.

Bunun için aşağıdaki programı uygulayabilirsiniz:
1. Sabah, çocuklar okula gitmeden önce bir ödül.
2. Akşam yemeğinden sonra, değişik zamanlarda iki ödül. Ödüllerin en fazla etkili olduğu zaman, istenen davranışların yapıldığı andır. Size düşen görev sabah ve akşam çocuklarınızı dövüşmediği ve iyi geçindikleri zamanı bulmaktır! Daha önce söylediğim gibi anne baba olarak en büyük göreviniz; çocuklarınızı en iyi şekilde davranırken "yakalamaktır!" Böyle zamanlarda çocuklarınızı ödüllendirirken, "Sizi birbirinizle iyi geçinirken görmek çok güzel!" demeyi unutmayın. Artık "dövüşmedikleri zaman ödül, dövüştükleri zaman hiç bir şey" düzenini kurduk.

Amacımız; çocuklarımızın sorumluluk sahibi, kendi kendilerini ödüllendirebilen yetişkinler olmalarıdır. Pozitif Ödüllendirme sistemini ne kadar çok kullanırsak, diğer disiplin yöntemlerine o kadar az ihtiyaç duyarız. Çünkü: başa çıkılması gereken kötü hareketler de o derece azalır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder